Zeytinburnu’nda 2023 yılında yaşanan bir tecavüz olayı gündeme bomba üzere düştü. Afganistanlı bir kaçak, Zeytinburnu’nda bir çocuk parkında genç bir kızın telefonunu çaldı, tecavüz etti
Murat Ağırel’in yazısının ilgili kısımları şöyle:
“23 ve 24 yaşında Özbekistan ve Kazakistan asıllı iki genç kız konutlarının çabucak yanında bulunan parkta yürürken yanlarına bir kişi yaklaşıyor ve sigara istiyor. Kızlar sigara kullanmadıklarını söylüyorlar. Bu sefer tıpkı kişi su istiyor. Kızlar endişeden ne yapacaklarını şaşırmış halde “Su yok, kola var” diyerek ellerindeki kolayı verip çabucak uzaklaşmaya çalışıyorlar.
Sosyal medya Afganistanlı kaçakların Türkiye’ye kaçak yollarla girişini gösteren görüntülerle dolu.
Kolayı alan kişi başına diktikten sonra süratli adımlarla uzaklaşan kızların yanına gelip kola kutusunu üzerlerine atıyor. Kızlar kaygıdan yoluna devam ediyorlar. Bu sefer tekrar geriden gelerek kızlardan bir adedinin boynunda asılı bulunan telefonu almak için atak yapıyor ve çekiştiriyor. Başarılı olamıyor.
Kızlar konutlarına hakikat koşmaya başlayınca tekrar artlarından koşuyor ve kızlardan birinin beline sarılıp taciz ediyor. Kızı yere yatırıyor ve istismarda bulunmaya çalışıyor. Kızlar “İmdat!” diye bağırınca cebinden çıkardığı bıçağı iki kıza doğrultuyor. “Susun, bağırmayın!” diye tehdit ediyor. Kızlardan biri kaçmayı başarıyor ve yardım çağırmaya gidiyor. Öteki kız ise sapığın istismarına maruz kalıyor.
Genç kız, elinden geldiğince direniyor ve bağırıyor. Saldırgan da kızın elini keserek yaraladıktan sonra para istiyor. Kızın parasının olmadığını öğrenince bu sefer boynundaki “iPhone” marka telefonu almaya çalışıyor. Kız boğuşunca bu sefer öteki elinden bıçakla yaralanıyor. Sapık ise telefonu da alıp kaçıyor.
Yardım geliyor lakin sapık çoktan uzaklaşmış oluyor. Kamera manzaraları inceleniyor ve sapığın üzerinde beyaz renkli peştamal olduğu tespit edilerek parktaki istismarın manzaralarına ulaşılıyor.
Kısa mühlet teşhis ediliyor.
Saldırgan: “Salih Sidiki” isimli, 2002 doğumlu, Afganistan asıllı. Terzi olarak kaçak çalışıyor.
Sorguda telefonu ne yaptığı soruluyor. Reset attırmak için telefoncuya götürdüğünü söylüyor. Bunun üzerine telefoncu bulunuyor. “Jalal” isimli öteki bir yabancı asıllı telefoncu sorgulanıyor ve telefonun kendisinde olduğunu beyan ediyor.
Telefon alınıp mağdura iade ediliyor. Bakın kaçak Afgan, çaldığı telefonu öbür bir Afgana götürüyor.
Sapık, savunmasında telefonu kızın boynundan çekip aldığını elinde bıçak değil tahta modülü olduğunu beyan ediyor. Tahta kesimi ile kızı yaralayıp yaralamadığını hatırlamadığını, rastgele bir cinsel taarruzda bulunmadığını, telefonu alınca format attırmak için telefoncuya verdiğini söylemiş.
Yaşananların akabinde sapık saldırgan, 21 Eylül’de mahkemeye çıkarılıyor.
Duruşmada taciz etmek istemediğini belirterek şunları söylüyor:
“Ben kelam konusu olayda müştekileri taciz etmek ya da onlara yönelik bir şey yapmak istemedim. Yalnızca telefonlarını çalmak istedim. Telefonu da karakolda geri teslim ettim. Maddi durumum makus olduğu için çaldım. Müştekiyi yere düşürüp üzerine çıktığımı kabul ediyorum. Lakin sebebi telefonu almak içindi. Elimde bıçak değil tahta vardı. Telefonu almak için boğuşurken direndiğinden yere düştü, boynundan telefonu almaya çalıştım, rastgele bir cinsel dokunma üslubu hareket olmadı. Telefonu alınca uzaklaşıp konuta gittim. Sonraki gün polis meskene geldi telefonu teslim ettim. Suçlamayı kabul etmiyorum, beraatimi talep ediyorum.”
SAVCIDAN DERS ÜZERE MÜTALAA
Duruşma savcısının mütalaasında şahane bir kısım var. O kısımda ders üzere sözler kullanılmış:
“Ülkeye kaçak yollarla girdiği halde kendisine gelmiş olduğu Afganistan’a göre daha âlâ bir hayat standardı sunulan sanığın ülkemizde insani alakalarına daha çok dikkat etmesi gerekirken kamuya açık bir alanda, parkta yürüyen ve kendisine ikramda dahi bulunan bir bayana insani olmayan hisler ile hareket edip alenen ve ağır bir kastla cinsel taarruzda bulunan, bıçakla yaralayıp yağmalayan sanığa ceza tayin edilirken en üst raddeden ceza verilmesi ve takdiri indirim unsurunun uygulanmaması gerektiği kanaatiyle…”
Salih Sidiki’ye “cinsel hücum cürmü, yağma hatası, kişiyi hürriyetinden mahrum bırakma, taammüden cürüm işleme” cürümlerinden cezalar isteniyor.
